Yunanistan’da geçen hafta yaşanan ve 750 bin dönümün üzerinde alanı sular altında bırakan sel, tarım ve hayvancılığa verdiği zararla ülke ekonomisinde de büyük bir yara açtı.
Onlarca yerleşim biriminin tamamen sular altında kaldığı, Tesalya bölgesinde evler, eşyalar, iş yerleri, araçlar kullanılamaz hale geldi.
Selin ekonomiye verdiği zarar henüz tam olarak hesaplanamasa da bölgenin, tarım ve hayvancılık açısından ülkenin temel merkezlerinden biri olması, bir dizi zincirleme zararı beraberinde getirebileceği endişesini doğurdu.
Tarım ve hayvancılıktaki kayıplar gıda endüstrisinde de ciddi zarara neden oldu.
Bölgenin tarım ve hayvancılık alanında önde gelen isimleri, durumu AA’ya değerlendirdi.
Hasadı henüz yapılmamış ürünler yok oldu
Tesalya Domates Üreticileri Ziraat Kooperatifi Başkanı Asterios Sapunas, özellikle henüz hasadı yapılmamış tarım ürünlerinin sel felaketi nedeniyle uğradığı zararın çok yüksek olduğunu belirterek bölgedeki yaklaşık 5 bin dönümlük alanda yetişen domatesin selde yok olduğunu kaydetti.
Her dönümde ortalama 9 ton domates yetiştiğini kaydeden Sapunas, domatesin tonunun 140 avro olarak hesaplandığında çiftçilerin sadece domatesten uğradığı zararın 6 milyon avronun üzerinde olduğunu ifade etti.
Sapunas, bölgedeki mısır, pamuk gibi diğer ürünlerin de hasadının henüz yapılmamış olduğuna dikkati çekerek yonca üretimi ve sera ürünlerinin de tamamen zarar gördüğünü belirtti.
Tarımdaki zarar hayvancılık ve gıda endüstrisini de etkiledi
Yem olan yoncalardaki zararın hayvancılığı da direkt ilgilendirdiğine işaret eden Sapunas, bölgede yetişen domates, fasulye, bezelye gibi ürünlerin çoğunlukla gıda endüstrisinde kullanılması nedeniyle bu alanda da maddi zararın büyük olduğunu belirtti.
Sapunas, yüz bin hektardan fazla pamuk dikili alanın sel altında kaldığını aktardı.
Tarım araçları da zarar gördü
Selin tarım ürünlerinin yanı sıra tesislere, tarım araç ve gereçlerine de büyük zarar verdiğini vurgulayan Sapunas, sel altında kalan tesislerin tadilat ve onarım, tarım araç ve gereçlerinin ise tamirden geçirilip, dezenfekte edilmesi gerektiğini kaydetti.
Sapunas, selin tarım araçlarının bir kısmını komşu köylere kadar taşıdığını belirterek damlama su sistemlerinin de kullanılamaz hale geldiğinin altını çizdi.
Sel uzun vadeli mücadele gerektirecek zarara yol açtı
Altyapının da büyük hasar aldığına dikkati çeken Sapunas, 20 gün içerisinde tekrar yağmur yağması halinde bu yağış az bile olsa yine sel tehlikesiyle karşılaşılabileceğini kaydetti.
Sapunas, selin bulaşıcı hastalıklara da neden olabileceğine işaret ederek, sulara karışan tarım ilaçları ve benzin gibi kimyasal maddelerin de kamu sağlığı açısından bir başka tehdit oluşturduğunu vurguladı.
Dolu yağışını örnek gösteren Sapunas, dolu gibi tarıma zarar veren felaketlerde zararın geçici ve telafinin kolay olduğunu ancak geçen haftaki seldeki gibi topyekun felaketlerde ise telafinin en az 2 ila 3 yıl sürecek uzun vadeli mücadele gerektirdiğini belirtti.
Sapunas, selin tarım arazilerine taşıdığı çöp, taş gibi malzemelerin de arazinin yeniden ekilebilir olabilmesi için temizlenmesinin büyük bir emek gerektirdiğini söyledi.
“Bölgedeki mandıraların neredeyse tamamı su altında”
Yunanistan Besiciler Birliği Başkanı Panayotis Perderetos da Tesalya bölgesinde besicilerin zararının da çok yüksek olduğunu belirterek, bölgedeki neredeyse tüm mandıraların sele maruz kaldığını aktardı.
Hayvan yemi stoklarının da selde yok olduğunu söyleyen Perderetos, “Besici kardeşlerimize hayvan yemi desteği yapmaya çalışıyoruz çünkü hayatta kalan hayvanlar da yem olmaması nedeniyle açlıktan ölme tehlikesiyle karşı karşıya. Telef olan hayvan sayısının 70 binin üzerinde olacağını tahmin ediyoruz.” diye konuştu.
Perderetos, peynir, yoğurt gibi süt ürünleri üretim tesislerinin de selden zarar gördüğüne işaret ederek, süt ve et ürünleri üretiminin sel nedeniyle yapılamamasının piyasadaki fiyatları da etkileyeceğini belirtti.
Et ve süt ürünlerinin temininde sorun yaşanabileceğini kaydeden Perderetos, “Altyapı, mandıralar, hepsi mahvoldu. Borçları olan besiciler de var. Önce bankalara olan borçlarından başlayacaklar ödemeye. Evlerini haciz nedeniyle kaybetme tehlikesi yaşayacaklar.” dedi.
Besiciler zararlarının karşılanması ve banka borçları için destek bekliyor
Perderetos, besicilerin, hayvanları, mandıraları ve evleri için devletin yüzde 100 destek vermesi gerektiğini ifade ederek “Şimdi konuşulduğu gibi besicinin zararın yüzde 30’unu kendi karşılaması istenirse, besici bu parayı nereden bulacak? Zaten eskiden kalma borçları var.” diye konuştu.
Henüz zararın tam olarak hesaplanmasının mümkün olmadığını belirten Perderetos, “Çoğu kişi artık yorgun. Yaklaşık 3 sene önce yine aynı bölgede sel olmuştu. Şimdikinden daha küçük bir seldi. Ancak o zamandan beri altyapı eksikleri tamamlanmadığı için yine sel oldu.” ifadelerini kullandı.
Perderetos, çoğu besicinin mesleği bırakabileceğini dile getirerek, besici olarak yoluna devam etmek isteyenlerin de yurt dışından canlı hayvan ithal edilmeye ihtiyaç duyacağını kaydetti.
Sağlık açısından da sorunlar olduğunu belirten Perderetos, “Durum çok kötü. Hayvan cesetleri suda yüzüyor. Fareler, yılanlar suya karıştı. İnsanların sağlığı da tehlikede.” dedi.
Yunanistan Besiciler Birliği Başkan Yardımcısı Hristos Çobanis, hayvanların yanı sıra tesislerin, mandıraların, hayvan yemlerinin, ağıl, ahır ve samanlıkların da yok olduğunu vurgulayarak, bölgedeki hayvansal gıda üretiminin ülke genelindeki üretimin yüzde 20’sine karşılık geldiğini söyledi.
Çobanis, ülke ekonomisinin uğrayacağı zararın asgaride tutulabilmesi için bir an evvel, hayvan kayıplarının karşılanması, tesis ve ağıllar dahil altyapı ihtiyaçlarının telafi edilmesi gerektiğini kaydetti.
On binlerce hayvan telef olmuştu
Geçen hafta başta Larisa, Volos, Pilio, Trikala ve Kardiça olmak üzere Tesalya bölgesinde onlarca yerleşim birimini sular altında bırakan selde ilk belirlemelere göre, 49 bin 50 küçükbaş, 19 bin 295 domuz, 4 bin 186 büyükbaş ve 40 bin 330 da kümes hayvanının telef olduğu bildirilmişti.
Hükümet telef olan hayvanların kamu sağlığına zarar vermemesi için gömme ve yakma yoluyla imhasına başlamıştı.
Sel, şehir şebeke suyu ve kanalizasyon ağında da ciddi hasara neden olmuştu.
Bölge sakinleri, çamurlu sularla temas nedeniyle mide ve bağırsak iltihabı, hepatit, leptospiroz gibi hastalıklarla karşı karşıya kalmıştı.
AB yardım sözü vermişti
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Fransa’nın Strasburg kentinde, Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis ile 12 Eylül’de yaptığı görüşmenin ardından, AB’nin yangın ve sel felaketleri nedeniyle “Uyum” ve “Avrupa Sosyal” fonları kapsamında hak edilmiş miktarlara ek olarak, Ortak Tarım Politikası çerçevesinde daha önce kullanılmamış iki fonla birlikte, toplamda 2 milyar 250 milyon avro civarında destek verileceğini bildirmişti.
Von der Leyen, bunların haricinde üye ülkelerin uzlaşmasıyla Yunanistan’ın, talep ettiği Dayanışma Fonu’ndan da yardım alabileceği ve bu durumda gelecek seneye kadar 400 milyon avroya yakın yardımla desteklenebileceğini kaydetmişti.