Şarkılarında Orta Doğu kültürüne ait unsurları kullanan İsrailli metal grubu Orphaned Land’in kurucu solisti Kobi Farhi, “Müzik insanları birleştirmek için önemli bir anahtar.” dedi.
Konserlerinde sıklıkla barış mesajı veren ve İsrail-Filistin arasındaki çatışmaların durmasına yönelik çağrılarıyla gündeme gelen Farhi, grubun yeni müzik çalışmalarını ve Türkiye’ye olan sevgisini AA muhabirine anlattı.
Farhi, 1 Aralık’ta “A Heaven You May Create” adlı konser albümünün müzikseverlerle buluşacağını belirterek, “Orphaned Land’in kuruluşunun 30. yılını kutlamak için 2021’de büyük bir konser düzenlemiştik. O yıllar Kovid-19 salgını vardı ve çok ilginç bir dönemdi. Konserin yapılabileceğinden bile emin değildik. Önce bize salonda sadece 1000 kişiye izin verileceğini söylediler. Daha sonra da herhangi bir kişi sınırlaması olmayacak denildi. Yasakların gevşetildiği bir dönemde, dolu salonda konser yapma şansı elde etmiştik. Tel Aviv’in en büyük konser salonlarından birinde 2 bin 500 kişiye hitap ettik. Salgın döneminde olduğumuz için ‘Bu konseri profesyonel olarak kayda alır mıyız?’ diye hiç hesap etmedik. Sadece canlı yayın yaptık. Daha sonra bu canlı yayın görüntülerinden bir DVD yapma kararı aldık. Konseri 60 kişilik büyük bir orkestrayla verdik. Kariyerimizde ilk defa böyle bir şey yaptık.” diye konuştu.
“Mavi Marmara saldırısından sonra uyarılara rağmen Türkiye’ye gittik”
Konser albümünü uzun süren çalışmalar sonunda bitirdiklerini aktaran Farhi, “Şimdi bu yükten kurtulduğumuza göre, sanıyorum yeni stüdyo albümü için çalışmalara başlayabiliriz.” ifadelerini kullandı.
Kobi Farhi, 22 Ekim’de İstanbul’da verecekleri konser nedeniyle çok heyecanlı olduklarının altını çizerek, şunları kaydetti:
“Türkiye’ye yeniden gelmek bizim için büyük bir keyif. Türkiye, sanırım İsrail’den sonra en fazla konser verdiğimiz ülke. Şimdiye kadar yanlış hatırlamıyorsam en az 25 konser verdik. Bunların büyük çoğunluğu da İstanbul’da oldu. Türkiye’ye gelmekten her zaman memnunuz çünkü ülkenizi, kültürünüzü, cumhuriyeti, insanları, misafirperverliği ve müziğinizi çok seviyoruz.”
Türkiye’yi her zaman evi gibi gördüğünü vurgulayan başarılı müzisyen, “Mavi Marmara saldırısı olduktan 6 ay sonra Ankara’da konser verdik. Bize hem ülkemizden hem Türkiye’den gelen güvenlik uyarılarına rağmen Türkiye’ye gittik ve harika bir konser oldu. Hatta İstanbul’daki bir üniversiteden barış ödülü aldık. Hiçbir güvenlik sorunu yaşamadık çünkü biz hükümeti temsil etmiyorduk ve Türk insanıyla iyi ilişkilerimiz olduğunu herkes biliyordu.” değerlendirmesinde bulundu.
“Pasaportumuz olmasa da Türkiye bizim evimiz”
Farhi, Mavi Marmara saldırısı sonrası Türkiye-İsrail ilişkilerinde yaşanan gerginlik karşısında iki ülkeye örnek olmak üzere, grup üyeleriyle Türk vatandaşlığına başvurduğunu dile getirerek, “Pasaportumuz olmasa da Türkiye bizim evimiz.” dedi
Orphaned Land’in yıllardır barış mesajları verdiğini vurgulayan sanatçı, dünyanın iyi bir yere gitmemesinden üzüntü duyduğunun altını çizdi.
Müzisyen Farhi, dünyada devam eden silahlı çatışmalara rağmen barışın hala mümkün olabileceğinin altını çizerek, şöyle devam etti:
“Bizim etki alanımız küçük. Bu yüzden büyük kitlelere mesajımızı iletemiyoruz. Fakat konserlerimizde oluşturduğumuz ortamlarda barışın sağlanabileceğini kanıtladık. İsrailli bir grubuz ve konserlerimize Arap ülkelerinden gelen çok sayıda hayranımız var. Özellikle İstanbul konserlerimizde Tunus, İran, Mısır, Lübnan ve Suriye gibi ülkelerden gelenler oldu. Hepsi İsrailli bir grubu dinlemek için geldi. Bu aslında bizim birbirimize ne kadar yakın olduğumuz ve nasıl bir araya gelebileceğimizi gösteren küçük bir örnek. Bizim etkimiz çok küçük. İnsanlar genelde siyasi liderlerin sözünü dinliyor. İsrail ile Ürdün barış anlaşması yaptıktan sonra Ürdün’de doğan bazı çocuklara dönemin İsrail Başbakanı Yitzhak Rabin’in ismi koyuldu. Bu örnekte gördüğümüz üzere sorun toplumlarda değil, liderlerde. Liderler isterse barışı çok kısa sürede sağlayabilir. Bunun için Yitzhak Rabin ve Ürdün Kralı Hüseyin gibi liderlere ihtiyacımız var. İkisi de çok cesur insanlardı, huzur içinde yatsınlar.”
Dünyadaki gidişat nedeniyle çoğu zaman yorgun hissettiğini vurgulayan Kobi Farhi, “Yaşlandıkça bazı şeylerin hiç değişmeyeceğini düşünmeye başlıyorsunuz. Gençliğimizde daha farklıydık, dünyayı değiştireceğimizi düşünüyorduk. Şu an iki çocuğum var. Onlara barışçıl bir dünya bırakmayı beceremedim. Her ne kadar yorulsam da yaşlansam da bir gün ölecek olsam da idealler sonsuza kadar yaşayacak. Fikirlerin son kullanma tarihi yoktur. Ben önemli biri değilim, savunduğum fikirler önemli. Bu hususta müzik, insanları birleştirmek için önemli bir anahtar.” diye konuştu.
“Erkin Baba her zaman kalbimizde”
Kobi Farhi, geçen ay hayatını kaybeden ve “Estarabim” şarkısını uyarladığı Erkin Koray ile dostluğuna da değinerek, “Erkin Baba her zaman kalbimizde. O bizim için Türk rock müziğinin ve Anadolu rock’ın kurucusuydu. Yaptığı işlerle Orta Doğu’daki rock ve metal camiasını etkiledi. Kendisini her zaman saygıyla hatırlayacağız ve müziğini çalmaya devam edeceğiz.” ifadelerine yer verdi.
Orphaned Land’in Orta Doğu’daki rock ve metal müziğe katkısına da değinen Farhi, “Orphaned Land bence oryantal metali dünyaya tanıtan grup oldu. Üç farklı dinden unsurları şarkılarımıza yerleştirip tüm dünyaya dağıttık ve şimdiye kadar 50’den fazla ülkede sahne aldık.” dedi.
Farhi, kendilerini oryantal metalin öncüleri arasında gördüğüne işaret ederek, “Bugün çok sayıda grubun oryantal metal türü benimsediğini görüyoruz. Biz nasıl Erkin Baba gibilerin çocuklarıysak, bugünkü oryantal metal gruplar da bizim çocuklarımız gibi. Oryantal metalin bu günlere geldiğini görmekten mutluyuz.” değerlendirmesinde bulundu.
İsrail’de 1991’de kurulan Orphaned Land, ilk demo albümü “The Beloved’s Cry”ı 1993’te piyasaya sürdü.
Şarkılarında kanun, keman ve ut kullanan, İngilizcenin yanı sıra Arapça, İbranice ve Türkçe şarkılar da seslendiren grup, 6 stüdyo albümüne imza attı. Grup, “Disciples of the Sacred Oath II” adlı parçasında Kuran-ı Kerim’den bir ayete yer verdi.